Teknolojinin, imkânların bu denli geniş olduğu günümüzde bir damla suya muhtaç milyonlarca insanın olması değişmeyen acı bir gerçek. Fildişi açlık ve şiddet olayları ile sarsılmaya devam ederken günde 1,25 dolardan daha az bir parayla geçinmek zorunda olan insanların yaşadıklarına razı olan görüntüleri ile hayat mücadelelerine bizzat şahitlik ediyoruz. Bir yanda temiz suya ulaşamayan diğer yanda kirli suların beraberinde taşıdığı hastalıklardan ölen bebekler...

Dört bir yanı her türlü doğal kaynakla dolu olan bu ülkenin insanları fakirlik ve bir kısmı da açlıkla mücadele ediyor. En önemlisi de insanın hayatta kalması için en büyük ihtiyaçlarından biri olan su kaynakları konusunda oldukça yoksullar.

Gelir dağılımındaki dengesizlik nedeniyle ülke nüfusunun yüzde 80’ninin yoksulluk içinde yaşadığı ülkede insanlar genellikle barakalarda yaşıyor. Adeta varlık içinde yoksulluğa ve imkânsızlığa hapsedilmiş olan Fildişi, sıcaklığın ve nemin aşırı yüksek olduğu şehirlerde, kanalizasyon sisteminin bulunmadığı yerleşim yerlerinde atık sular, kokunun yanı sıra salgın hastalıklara neden oluyor.

Bizler de Ribat olarak, bölge ile ilgili gerekli çalışmalar ve alt yapıdan sonra su kuyusu projelerimizi başlatıp; bu coğrafyanın çaresiz ve suya kavuşamamış insanları ile gönül köprüleri kurduk.

Temiz suya ulaşmakta zorluk çeken, mağdur kardeşlerimiz için su kuyuları açtık.